Kullanıcı adı: Şifre:  

cudi

MUALLİM İBRAHİM  CÛDÎ EFENDİ’NİN HAYATI
(20 Temmuz 1863 – 12 Nisan 1926)
Ne taht ister, ne baht ister, ne sin ister, ne sâl ister
Beyim insandan ilm ister, edep ister, kemâl ister
(Cûdî Efendi)

Trabzon’un köklü eğitim kurumlarından Cudibey İlköğretim Okulu’nun kurucusu ve ilk müdürü olan Muallim İbrahim Cûdî Efendi, 20 Temmuz 1863 tarihinde Trabzon’un Hacı Kasım Mahallesi’nde dünyaya gelmiştir. Trabzon’da yetişmiş olan Muallim İbrahim Cûdî Efendi, alim, şair, tercüman, öğretmen ve din adamı gibi çok yönlü bir şahsiyet olarak tanınır. Bu adla tanınması, eğitimci olması nedeniyle Muallim lakabını alması ve şiirlerinde Cûdî mahlasını kullanmasındandır. Muallim İbrahim Cûdî Efendi’nin  genişleyen ailesi, günümüzde “Gürsoy” soyadını kullanmaktadır.
 Babası İskenderpaşa müderrislerinden Arsin ilçesi Merkez Yeşilce Mahallesi eşrafından Hacı Mehmet Efendi, annesi Ayşe Hatun, dedesi Şükrü Ağa’dır. 1553-1563 yıllarında Urfa yöresinden dört oğlu ile Yomra’ya gelen atası Küçük İbrahim Ağa’ya kadar şeceresi uzanır. Muallim İbrahim Cûdî Efendi, çağdaşı olması, aynı adı ve mahlası kullanması sebebiyle zaman zaman Merzifonlu Cûdî ile karıştırılmaktadır.  
Cûdî Efendi’nin ilk hocası, İskender Paşa Medresesi Müderrisi, babası Hacı Mehmet Efendi’dir. Öğrenim hayatını kendisi şöyle anlatmaktadır: “Beş yaşındayken mahallede bir kadın öğretmenin evindeki mektebe talebe oldum. Bir yıl süre ile orada harflerin şekillerini belledim, Kur’an-ı Kerim’i okumaya başladım, sonra Trabzon eşrafından Kazzazzade Hacı İbrahim Efendi’nin eğitimine verildim, Kur’anı başından sonuna kadar okudum, tecvit ve ilmihal dersleri gördüm, yazı sanatı üzerine çalıştım, 1873’te tekrar babamın Arapça derslerine devam ettim.”  Daha sonra Kazzazzade Hacı İbrahim Efendi’nin himayesine giren İbrahim Cûdî Efendi Tabakhane Mektebi İptidaisi’nde ilköğrenimini tamamlamıştır.
İptidai sonrası eğitimi kendisinin ifadesi ile şu şekilde gelişmiştir: “1874’te rüştiyeye girdim, iki yıl sonra mektepten ayrılıp Müftü Medresesi’nde Hoca Ruşen Efendi, Üstad Semercizade Efendi ile İl Müftüsü Hacı Faik Efendi’nin derslerine devam ettim. Özellikle Arapça Edebiyatı üzerinde gelişme gösterdim. Bir tütün şirketinin Hicaz’daki şubesinin katipliğine giderek Arapça’mı ilerlettim. İki yıl sonra dönerek Müftü medresesinde bir oda sahibi olarak tekrar Semercizade’nin  talebeliğine başladım. Bilim öğrenimine engel olmamak üzere Kur’an ezberlemeye çalıştım ve bunu başardım. Hoca Derviş Efendi’nin derslerine devam ettim, Farsça öğrenmeye başladım.” İbrahim Cûdî Efendi’nin öğrenim hayatı incelendiğinde hem klasik medrese eğitimi, hem de modern okulların eğitimini aldığı görülmektedir. Cûdî Efendi’nin, 1875 yılında babasını kaybedip çocuk yaşta yetim kalmasından sonraki yetişmesinde  Kazzazzade Hacı İbrahim Efendi’nin payı büyüktür.
1915 yılında vefat eden annesinin yakınlarına anlattığına göre, İbrahim Cûdî Efendi 4-5 yaşlarında iken bile babasının yanından ayrılmayıp sürekli okuma ve yazma talimleri yaparak kendisini yetiştirmiştir. 15 yaşındayken şiir yazmaya başlamış ve 17 yaşında da hâfız olmuştur.
İbrahim Cûdî Efendi’nin öğretmenlik hayatı, Ali Naki Efendi’nin açtığı Mekteb-i Hamidiye’de 1883 yılında başlamıştır.  Bu okulda  Türkçe ve Arapça derslerine girmenin yanında okulun ilk kademesinin idareciliğini de yürütmüştür. Bu görevleri yürütmekte olan İbrahim Cûdî Efendi bir yandan da yüksek medrese eğitimine devam etmiştir. Bu eğitimini 1901’de tamamlayarak Semerci-zade Hacı Mehmet Efendi’den icazet almıştır. 1908 yılında ise yüksek dereceli ilmiye rütbelerinden olan “Mûsile-i Süleymaniye Payesi”ni elde etmiştir.
Cûdî Efendi, Mekteb-i Hamidiye’nin yeni binasına taşınması ile boşalan binanın yerinde  yeni bir okul yapılmasına öncülük etmiş ve kurucu müdürlüğünü yaptığı “Zeytinlik Mektebi”ni 1888 yılında Trabzon’un eğitim hayatına kazandırmıştır.
İbrahim Cûdî Efendi’nin asıl ün yaptığı ve bütün ömrünce emek verdiği yönü öğretmenliği ve yazarlığıdır. En büyük ve kalıcı eseri ise bugün onun adını taşıyan ve yaklaşık 120 yıldır hizmet veren Cudibey İlköğretim Okulu’dur.

 

İbrahim Cûdî Efendi, Zeytinlik Mektebi’nin müdürlüğünü yaparken bir taraftan da İranlıların açtığı Nâsirî İdâdisi’nde, öğretmenlik ve müdürlük; Fransızların Frerler Mektebi’nde, Ermeni ve Rum okullarında Türkçe öğretmenliği yapmıştır.
26 Temmuz 1903 tarihinde sınavla kazandığı Trabzon Ticaret Mahkemesi üyeliğine getirilmiş, bir süre de bu mahkemeye başkanlık yapmıştır. İl Jandarma Teşkilatı’nın düzeltilmesi için açılan Efrâd-ı Cedîde’de Din dersleri, Posta Kumandanları Mektebi’nde Türkçe dersleri okutmuştur. Bu tarihlerde bir taraftan da Trabzon Gazetesi başyazarlığını sürdürmüştür. İbrahim Cûdî Efendi’nin eğitim alanındaki bir diğer hizmeti de Maarif Meclisi üyeliği hizmetinde bulunmuş olmasıdır.
İbrahim Cûdî Efendi, 1910 yılında yapılan imtihanı birincilikle kazanarak Trabzon Sultanisi Arapça, Farsça, ve Din dersleri öğretmenliğine tayin edilmiştir. Ayrıca Kız Rüştiyesi öğretmen ve müdürlüğü, Askeri Rüştiye Tarih ve Türkçe öğretmenliği de yapmıştır.
Birinci Dünya Savaşı’nda Rus Kuvvetleri tarafından Trabzon toprakları işgal edilmeye başlanınca halk, Trabzon Valisi Cemal Azmî Bey’in gayretleri ile batıya göç ettirilmeye başlanmıştır. Bu göç kafileleri ile batıya doğru göç edenler arasında İbrahim Cûdî de bulunmuştur.  Bu göç ile Ünye’ye giderek burada bir yıl kalmıştır. Ünye’de kaldığı süre boyunca Ünye Sultanisi’nde müdürlük ve öğretmenlik yapmıştır. Bir yıl sonra ise Ankara Sultanisi’ne tayin edilmiştir. 13 Nisan 1917 tarihinde başladığı bu görevin yanında, Dâr’ul Muallimât Ulûm-i Dîniye Muallimliği görevini de 31 Ağustos 1918 tarihine kadar sürdürmüştür.
Cûdî Efendi, Ankara’da kaldığı süre içerisinde öğretmenlik görevinin dışında Hacıbayram Câmiinde vaiz olarak da görev almıştır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Diyanet İşleri Başkanı olan, dönemin Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi, Cûdî Efendiye: “Ankara’da olduğun sürece bu kürsü senindir.”  diyerek vaazlarını beğendiğini belirtmiştir.
Cûdî Efendi, Trabzon’un  24 Şubat 1918 tarihinde düşman işgalinden kurtarılmasından sonra, ısrarlı davetler üzerine 1 Kasım 1918 tarihinde Trabzon Sultanisi’ndeki görevine geri dönmüştür. 1 Kasım 1919 yılında da “Trabzon Fatih İnâs Mektebi’nin müdürlüğüyle “Devre-i Âliye” Türkçe öğretmenliği kendisine verilmiştir. Meşguliyetinin çokluğundan ötürü 1 Ocak 1922 tarihinde “Trabzon Fatih İnâs Mektebi”nin müdürlüğünden ayrılmıştır. Bütün eğitim öğretim meşguliyetini yalnızca Trabzon Sultanisi üzerine yöneltmiştir.
İbrahim Cûdî Efendi, Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalandığı 30 Ekim 1918 tarihinden sonra, düşman işgaline karşı kurulan direniş cemiyetlerinden olan ve  12 Şubat 1918 tarihinde kurulan, Trabzon Muhâfaza-i Hukûk-i Milliye Cem’iyyeti’nin idare heyetinde  görev almıştır. Bir dönem bu cemiyetin başkanlığını da yapan İbrahim Cûdî, konuşmaları, vaâzları, sohbetleri ve İstiklal Gazetesinde (Türk haklarını savunmak için 10 Aralık 1918 tarihinde çıkarılmaya başlanan Trabzon Muhâfaza-i Hukûk-i Milliye Cem’iyyeti’nin yayın organı) yayınlanan yazıları ile İstiklal mücadelesinin önderlerinden biri olmuştur.
İbrahim Cûdî’nin hayatından birçok hatırasında, eğitimciliğinin diğer vasıflarından önde geldiğini göstermekteyiz. Bunun en güzel örneği Cumhuriyet döneminde  kendisine teklif edilen Trabzon milletvekilliğini, öğretmenliğe devam edemeyeceği gerekçesi ile reddetmesidir. İbrahim Cûdî, Cumhuriyetten önce, İttihat ve Terakki Partisi’nin “Meclis-i Mebusan” üyeliği teklifini de aynı gerekçe ile geri çevirmiştir. Haziran 1924’te tayin edildiği Trabzon Müftülüğü’nü de Trabzon Lisesi’ndeki Arabi ve Farisi öğretmenliğinin devam etmesi şartı ile kabul etmiştir.
15 Eylül 1924 tarihinde Atatürk’ün Trabzon’u ilk ziyaretinde İbrahim Cûdî kendisiyle Trabzon Müftüsü sıfatıyla görüşmüştür. Atatürk, İbrahim Cûdî’ye Tevhidi Tedrisat Kanunu ile ilgili görüşlerini sormuştur. Atatürk’ün, mecliste Tevhidi Tedrisat Kanunu ile ilgili konuşmasında: “Trabzon Müftüsü Muallim İbrahim Cûdî Efendi’ye de sordum.” demesi bu konuda aldığı cevabın memnuniyet verici olduğunu göstermiştir.  
İbrahim Cûdî, 1922 yılında ses kısıklığı rahatsızlığı ortaya çıkmış, derslerini vermekte güçlük çekmeye başlamıştır. Hastalığı gırtlak kanseri olarak teşhis edilmiştir. Rahatsızlığının artmasından ötürü, tedavisi için İstanbul’a gitmiş, orada ameliyat olmuştur.   Ancak şifa bulamamıştır. Nihayet, 12 Nisan 1926 tarihinde Trabzon’da vefat etmiştir.

 

İbrahim Cûdî Efendi’nin vefatı bütün Türkiye’de büyük üzüntü ile karşılanmıştır. Ölümü üzerine Trabzon’daki müesseseler ve resmi daireler kapalı tutulmuştur. Cenaze, Hacı Kâsım Mahallesi’ndeki evinden alınarak, Hâtûniye Camii’ne getirilmiş ve burada kılınan cenaze namazından sonra Hâtûniye Mezarlığına (bugünkü Atapark’ın olduğu yer), babası Hacı Mehmed Efendi’nin yanına defnedilmiştir. Daha sonra bu mezarlığın kaldırılarak park yapılması (Atapark)  sonucu kabirleri Trabzon 1 Nolu Asri Mezarlığı’na (Sülüklü) nakledilmiştir.
ESERLERİ
Gazete ve dergilerde şiir, eğitim, din ve ahlakla ilgili makaleleri yayınlanan İbrahim Cûdî’nin Trabzon’da yer alan birçok mezar kitabesinde de imzasını taşıyan tarih manzumelerine rastlanmaktadır.
İbrahim Cûdî Efendinin çoğu ders kitabı niteliği taşıyan yirmiye yakın  eseri yayımlanmıştır. Başlıca eserleri  şunlardır:

    • Nevâdir-i Nefise (Arap edebiyatından bazı hikayelerin tercümesi)
    • Teshîl-i Elifbâ-yı Osmâni ( Osmanlı Türkçesi alfabe kitabı)
    • Kırâatı Türkiye-Yahut Ahlâk (Bazı tanınmış adamların biyografileri ve Türk tarihine dair kısa bilgiler)
    • El-Kenzu’l Esnâ Fî Şerhi’l Hüsnâ ( Allah’a mahsus isimlerin şiir diliyle açıklaması). Bu eserin geliri Cudibey İlkokulu’nun yapımında kullanılmıştır.
    • Ulûm-ı Diniye Dersleri ( Din bilgisi Kitabı)
    • İmlâ ve Kırâat (İmlâ klavuzu)
    • Teshil-i Sarf-ı Osmâni (Dilbilgisi kitabı)
    • Kırâati Türkiye (İlk okuma kitabı)
    • Resimli Elifbayı Osmâni (Resimli okuma yazma kitabı)
    • Tarihi Enbiya ve İslam ( Peygamberlerin ve büyük İslam hükümdarlarının anlatıldığı ders kitabı)
    • El Hayatûl Ebyaz Yahut Ramazan Vaizi ( Ramazan ve oruç ile ilgili bilgilerin yer aldığı kitap)
    • Rehberi Avamil (Arapça dilbilgisi kitabı tercümesi)
    • Et-Teraif-ü Vezzaraif (Arapça fıkralar ve hikayelerin yer aldığı kitap)
    • Küçük Tarihi Enbiya (Tarihi Enbiya ve İslam eserinin öğrenciler için özetlenmiş hali)
    • Lugat-ı Cûdî ( Arapça ve Farsça kelimelerin karşılığının verildiği 1100 sayfalık bir sözlük)
 
 

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol